Bekir Arslan
Veri Bilimci/VOYD Üyesi
Dünyaüzerindeki çatışmalar tarihin hiçbir zaman diliminde son bulmadı. Ama geçtiğimiz yüzyıldaki iki büyük savaştan bugüne yaşanan çatışmalarda kaybolan hayatlar da hiç olmadığı kadar kitleseldi. Halen dünyanın birçok bölgesinde çatışmalar can alıyor. Çatışmalarla birlikte doğal afetler, gelir adaletsizliği, göç ve iklim koşulları gibi sebeplerle milyonlarca insan krizlerden etkilemeye devam ediyor.
Özellikle son yüzyılda bu kriz ve çatışmalar, beraberinde bir ekosistemi de meydana getirdi: İnsani yardım ekosistemi. Çoğu zaman kriz ve çatışmalara karşı yeri geldiğinde hükümetleri harekete geçirebilecek mekanizmaları yürütebilen, yeri geldiğinde kuraklığa çareler üretebilen, yeri geldiğinde de bombalar altındaki ihtiyaç sahiplerine temel gıda ulaştırabilen bir ekosistem bu.
İnsani yardım ekosistemine dahil olan kurum, sivil toplum örgütü, vakıf veya dernekleri ilginç kılan özelliklerden biri hemen hemen her sektöre ait çalışma alanlarını içinde barındırabilmesi. Finanstan medyaya, fonlamadan lojistiğe, eğitimden inşaata, proje yönetiminden bilgi teknolojilerine, siber güvenlikten gıdaya birçok sektör bu ekosistemin içerisinde yer alabiliyor. Afrika’da inşa edilmesi gereken bir okul olduğunu düşünelim. İhtiyaç analiziyle birlikte proje hazırlamak, hazırlanan projeye ulusal veya uluslararası fonlar bulmak, fonların bölgeye finansal ulaşımlarını sağlamak, yerel anlaşmalarla proje için gerekli olan altyapı malzemelerini lojistik anlamında temin etmek, inşa edilen okulun donörlerine bağışladıkları fonların nerede ne şekilde kullanıldığının hesabını vermek, öğrenim hayatına başlayan okulun medyaya sunumunu yapmak, anlatıcıları bölgeye ulaştırarak içerikler üretmek, ilgili projenin tüm girdi ve çıktılarını şeffaf bir şekilde raporlanacak şekilde kayıt altına almak, ihtiyaç analiziyle ortaya çıkan verileri sonraki yıllarda projenin çıktılarıyla değerlendirerek bölgeye olan sosyal etkisini çıkarmak, ülkeye katkısını katma değer olarak belirlemek… gibi oldukça uzun bir yolculukta çeşitli birçok sektöre dokunmak mümkün. Veri ise tüm bu süreçlere dahil olan ve artık olmazsa olmazlar arasında kendine yer bulmaya başlayan kritik bir oyuncu. Bu ekosistemdeki belki de en büyük amacı da hesap verebilirlik ve şeffaflığa hizmet etmesi.
Veri yönetişimi (Data Governance)
Kurumların bünyesindeki bilgi varlıklarının çeşitli iş birimlerinin birlikte ve etkileşerek ortaklaşa yönetmeleri anlamına gelen veri yönetişimi, diğer sektörlerde olduğu gibi insani yardım ekosisteminde de kullanılabilir ve aslında kullanılmalıdır da. Yönetişimi sağlanan veri rahatlıkla temel analitik süreçlerden geçirilebilir, ihtiyaç sahibi bölgelerdeki ihtiyaç analizi daha tutarlı yapılabilir, bağışlanan fonlar daha verimli kullanılabilir, şeffaf bir şekilde hukuka ve bağışçıya hesap verilebilir ve kurum içi süreçlerde iş zekası yöntemleriyle kararlar daha etkili alınabilir.
İş Zekası (Business Intelligence) ve Veri Analitiği
Bugün çeşitli sektörlerde verinin önemini kavrayan birçok kurum kendi bünyesinde iş zekası ve veri analitiği birimlerini kurmuş durumda. Müşteri segmentasyonu, kampanya yönetimi, operasyonların otomasyona bağlanması gibi temel analitik süreçleriyle birlikte yöneticilerin karar alma süreçleri için gerekli verileri işleme yöntemi olan iş zekası pekala insani yardım ekosistemi içerisindeki kurumlar için de çözümler sunuyor. Hesap verilebilirliğin anahtarı olan dokümantasyon ve raporlama bu çözümlerden sadece biri ve belki de en önemlisi.
Bu ekosistemdeki veri analitiğinin kullanım alanları ise işin bana göre en heyecanlı kısmı. Kullanıcı deneyimi (UX) ve bağışçı deneyimi yolculuğunun (CX) veri odaklı kurgulanması, bağışçı için özelleştirilmiş bağış tavsiye algoritmaları, bağışlanan fonun nerede ne zaman kim için kullanıldığının geri bildirimi, gerçekleştirilen projeler sonrası fonun bölgedeki sosyal etkisi, veri hikaye anlatımı (Data Storytelling) teknikleriyle yeni bağışçılara ulaşma, hali hazırdaki bağışçıların bağış yapmayı bırakma ihtimallerini öngörerek onlarla iletişime geçme gibi birçok konu veri analitiği ile geliştirilebilir ve iyileştirilebilir durumda.
Sektör profesyonelleri için çalışma alanı
Dünya üzerinde çeşitli örnekleri olduğu gibi ülkemizde de Kızılay, İHH gibi veri analitiği ve iş zekası üzerine çalışmalar yürüten büyük kurumlar mevcut. Fakat bu ekosistemdeki kurumların belki de tek dezavantajı sektör profesyonellerini tam zamanlı bir şekilde bünyelerine katmakta zorlanmaları. Bu açıdan bakıldığında sektör profesyonelleri için bu ekosistem -çeşitli ülkeler de dahil olmak üzere- iş bulunabilir bir alan olarak gözüküyor. Sektörler için geliştirilen bir ürün veya yazılım ekosistem içindeki kurumlara uyarlanabilir ve hizmet verebilir. Üstelik saha çalışanları sektörlerin gelişmeleriyle birlikte ihtiyaç sahiplerine daha verimli çözümler sunabilir. Bu yolu açacak kişiler ise bana göre sektör profesyonellerini ekosisteme dahil edebilecek, geçmişte sahada yetişen yöneticileri ikna edebilecek, kurumların bünyesindeki insani yardım profesyonellerinin etkileşimli ve iki yönlü çalışmaları.
Kısaca veri odaklı çalışma adaylarına, girişimcilere ve geliştiricilere açık, hizmet sunulabilir, çözüm üretilebilir bir ekosistemle karşı karşıyayız. Ama açık olduğu kadar ikna edilmesi ve hizmet sunulabilir olduğu kadar saha çalışanları için verimli çözümler üretilmesi gereken bir ekosistem bu.